26 Eylül 2010 Pazar

HEP AYNIYDI ZATEN

neydi uzun zaman önce yazmadıgım, söylemedigim


neydiki bende saklı kalan herşey.

neredeydiki bu duygular.

hangi bıyuna mücevher oluvermiştii yanlızca istedigi zaman kullanılası.

ne zamandı bu şarkı.

ne zamandı bu ses bu ritm.

hangi zamandı senin yaşadıkların.

hep aynımıydı benim sana dediklerim.

sonrasında bana koca bir evet deyişlerin.

tek yada çiftmiydi yanlızlıgın.

bol sorulumuydu cümlelerim.

çokmu köşelere kaçtın güzel yıldız.

az bir hayatmı yaşadın yoksa.

dedikodusunumu yaptın bulutların.

ölümünümü izlemiş oldun agaçların yaprakların...

gidip geldinmi karşıdaki denize.

deydimi tenin sıcaklıga.

geldimi içinden bir şarkı.

uzun yazdım sana hepte aynı şeylerden bahsettim.

katladım koydum bir köşeye hepte aynı biçimde söyledim.

hep aynı gibi sildim herşeyi.

hep aynısızlık gibi yazdım.

hep aynılık gibi lügatlandım.

hep anlamazdan yazdım.hep ısa yazdım bu sefer...

26 Ağustos 2010 Perşembe

Nerede

Kimin umurundaydı sanki gerçekler.
Kimin düşlerinde, kimin yastıgında.
Kimin saçlarındaydı gecenin en parlak yıldızları.
Hangimizin dikkatsizliğinde saklıydı kusurlarımız.
Hangimizin sessizliginde saklıydı benligi .
Gidişlerdemi yorulurdun yoksa dönüşlerdemi?
Berede dagıldın sen ey toz!
Nerede yok oldun sen gök.
Nerede var oldu senin için yapraklar ?
Ne zaman deydi güneş tenine?
Varlıgının yoklugunun özlemindemisin hala.
Sessizligin benligindemisin hala bu son şarkıda.
İçinden geldi söyledin degilmi? Hiç bir anlamı olmayan hani,
sessizlikti tüm derledigim...
Yada sesliliğin sessizliğiydi içimde büyüttügüm.
Bir ipe dolanmış hayallerim, düğümleniyor gidiyor ardından..
Neredesin şimdi söyle hangi gökyüzünde geziyorsun..

22 Ağustos 2010 Pazar

açılmadı

Tüm günlerim öldü bu ışıgın altında.

Tüm zamanlarım yok oldu içimde biryerde,
saklı degil yok oldu gitti,
bir düğümsüzlükten eklendi,
bulutlara .
Sessiz kaldı çiçekler açmadı göstertmedi renklerini.
Güneşe bakmadılar hiç sessiz kalıp küstüler, gittiler...
Bir kucak açmadılar yeni zamana.
Yeni bir hata yapmak istemiyorlardır belkide...


21 Ağustos 2010 Cumartesi

Güzel Olcak

Nasıl diye bilirdim ki sus.

Nasıl derdim kolundan çekip onu oturtup bir yere haydi benimle gel demeyi...
Nasıl beklerdim umutların merdivenlerden çıkması...
Ahh delice bir çocuk edasıyla beklerdim pencerede seni.
Çiçeklere su verirdim, şominemizi yakar evimizi ısıtır, arnavut kaldırımlarda yolunu gözlerdim...
Sıcak bir kek yapardım senin için daima çikolatalı.
Güzel hayaller kurardım sonra bizim için,
herşey çok güzel olacak.

19 Ağustos 2010 Perşembe

Artık tutkusuzluk sarmıştı dört bir pencereyi.

Ayarsızdık en az asma bahçeleri kadar yok olmuştuk.
Dökülmüş sararmış kısacası ölmüştü vucutlarımız.
Bir deniz gibiydik daima akıntılı,
gidip gelirdik bir meccezir gibi ...
Sessizligi okşardı ya saçların en çok beni o öldürürdü işte.
Sessizligi okşardı ya saçlarım en çok ozaman ölürdüm işte!
Gülerdim ya bir tebessüm şu kır çiçeklerine .
Bir tebessüm senin güzel ellerine.
Bir tebessüm senin varolmayışlıgına..

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Bırkma

Yeni doğdu güneş, oldu içimde tam şimdi.
Küçük bir serçe gibi ..
Yeni bir ufukmu bu yeni bir seher vaktinde.
Yeni sonbaharlarmı gelicek ardından sessizce, sinsice.
Elimi bırakıcakmısın söylesen.
Gelicekmisin yoksa benimle oturacakmısın şu bankta benimle...
Elimi bırakma olurmu...

15 Ağustos 2010 Pazar

Ne Öldürür Ama Şu Hayat Beni

Gereklimiydi ışıkları kapamak.

Söylesene hemde ilk buluşmada!!
Burnumun ucunda mis gibi kokan çicekler var.
Onunla bir tepecikteyiz her yer gelincik ve papatya, rüzgar vucutlarımızı okşuyor.
Gökyüzü ise beyaz gülücüklü.
Bu sefer içimde hüzün yok.
Hepsi şuradaki dereden akıp gitmişcesine.
Yeni şarkı başlattım ben yanımdakiyle.
Hızlı, güzel.Yanımdaki dedigim içimdeki hee sakın yanlış anlama!!
Ruhuma dokunmaz o benim.
Ruhuma dokanmaz!
O merdivenleri yavaş yavaş çıkar, bazen ben kıstırırım kendimi ölesiye içeri.
Bazen ben bilirim ne kadar güzel kokar şu dert çiçekleri.
Ne kadar güler şu bulutlar halime.
Ne acıtır bu rüzgar tenimi.
Ne öldürür aman şu hayat beni.